Bir Katilin Güncesi - Hasta bir insanın zihni
- Hande Civelek
- 24 Ağu
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 26 Ağu

"Her neyse, ondan sonra kendime şair dedim. Kimsenin okumadığı şiirler yazmakla kimsenin bilmediği cinayetler işlemek arasındaki his o kadar da farklı değil."
Bir Katilin Güncesi, Koreli yazar Kim Young-ha tarafından yazılmış, Alzheimer hastası bir seri katilin zihnini karanlık ve psikolojik açıdan inceleyen bir roman. İsminin hakkını veren bu “günlük” tarzındaki eser, geçmişte seri katillik yapmış olan Kim Byeongsu’nun hafızasının Alzheimer nedeniyle yavaş yavaş yok oluşunu ve bununla verdiği mücadeleyi bize gösteriyor.
Kitapta ilerledikçe, Byeongsu’nun geçmişte işlediği suçlarla, artık kendine bile güvenemeyen zihninin bugünü arasında sıkışıp kaldığı zihinsel savaşlarına tanık oluyoruz. Yazarın anlatımıyla bu kafa karışıklığını biz de bizzat hissediyoruz. Yazar bizi Beyongsu'nun zihnine koyuyor kelimeleriyle. Byeongsu, kızını korumak istiyor; ancak kendi anıları ve içgüdüleri ona sürekli şüpheyle yaklaşıyor ve aslında gerçek tehdidin kim olduğu sorusunu sorduruyor. Bu durum, anlam veremediği şeyler yapmasına neden olucak.
İlk elli sayfadan itibaren Young-ha, insanoğlunun ikili doğasını sorgulamamızı sağlıyor ve bir seri katilin zihnini tüm çıplaklığıyla gösteriyor. “Bir Seri Katilin Günlüğü”nü farklı kılan şey, okuru korkunç eylemler yapabilen bir zihnin içine oturtması ama aynı zamanda hafıza ve kimlik mücadelesiyle empati kurmamıza yol açıyor.
Bu durum, bir suçluya karşı böyle bir yakınlık hissinin rahatsız edici bir şekilde oluşmasına sebep oluyor kitapta ilerledikçe. Ana karakterle bağ mı kurmak istiyorsunuz, yoksa onun yaptıklarından rahatsız mı olmak istiyorsunuz, beyniniz buna pek karar veremıyor,
------------------------------------------------- Sonbozan -----------------------------------------------------------
Byeongsu’nun yolculuğu hem ürkütücü hem de yürek burkucu. Kızının hayatını tehdit ettiğini düşündüğü genç adam, aslında Byeongsu’nun geçmişteki halini yansıtan bir ayna gibi; bu, okurları sürekli ahlak, adalet ve algı üzerine düşündürüyor. Kafanızda kurduğunuz Plot, bir anda yok olabiliyo ve sizde ana karaktemiz gibi olayların gerçekliğinden kuşkulanıyosunuz. Aslında bütün kitap ana karakterin zihninin kendisine oynadığı bir olay olma kuşkusuna sokuyor okuyanı.
Kitap, sonlara doğru kızının gerçek bir karakter mi yoksa halüsinasyon mu olduğunu sorgulatıyor, böylece kafamızda “gerçek” karakterler ve “halüsinasyon karakterleri” kavramını oluşturuyor. Bu da bizi, bir nebze de olsa ana karakterin ayakkabılarının içine sokuyor. Aynı zamanda Alzheimer ile olan mücadelesini unutmamıza da izin vermiyor.
Masumiyeti ve savunmasızlığı temsil eden kızı gibi yan karakterler, hikâyeye gerilim ve duygusal derinlik katıyor, zaten güçlü olan yapısını daha da katmanlı hâle getiriyor. Bu karakterlerin gerçekten var olup olmadığını kesin olarak bilmiyoruz; belki de ana karakterin geçmişte tanıdığı veya öldürdüğü insanların zihnindeki yansımaları. Bu durum, hayatı boyunca verdiği kararları bir başka bakış açısıyla yeniden değerlendirmesine sebep oluyor.
Hikâyenin psikolojik oyunları, sonuna kadar süren belirsizlikleri ve güvenilmez anlatımı, her bölümü beklenmedik sürprizlerle dolu hâle getiriyor. Hafıza, kimlik ve ahlak üzerine yapılmış etkileyici bir psikolojik inceleme. Kim Young-ha’nın “Bir Seri Katilin Günlüğü” adlı eseri, kısa haliyle beraber, hızlıca okunabilecek, çerez tadında bir kitap.



Yorumlar